25 Aralık 2013 Çarşamba

ALLAH BENİ BÖYLE YARATMIŞ - PUCCA



pucca, pucca, pucca ah kızım ya saf mısın yahu sen akılsız mısın?

serinin üçüncü kitabını da okudum ve gerçekten hayattan, ilişkilerden herşeyden tiksindim yani en yakın manastıra gidip rahibe olasım geldi aşk meşk gerçekten aman yok kalsın..

şunu söylemeden geçemeyeceğim bu kitaplar edebiyat değil, ufkunuzu açacak değil, hayatınızı değiştirecek değil. bu kitapların güzel yanı güldürmesi, duygulandırması, bende böyle hissetmiştim, keşke bende böyle yapsaymışım vay be neler dönmüş falan dedirtmesi size.. böylesi bir kitap tatil kitabı, plaj kitabı, boş vakit katledici kendisi.. 

allah beni böyle yaratmış kitabıyla tamamen geçmişe dönüyoruz şu ilk kitapta üstünden hafifçe geçtiği, ikinci kitapta evlendi diye sinir krizi geçirdiği ankaralıyı anlatmış bu kitapta pucca ki okuduktan sonra o ankaralı zerzevatla evlenen hanıma ciddi ciddi acıdım bir süre.

yani bu kadar mı olur arkadaş demek istiyorum.. bu kız kiminle tanışsa bir sevgilisi oluyor yanında otogarda tanışıyor bu ankaralı öküzüyle pucca ve her zaman ki gibi ilk önce gayet itici, antipatik gelirken bu adam birdenbire pek o kadar da itici gelmeyiveriyor..

benim baktığım yerden tamamen psikolojik travmalarla ilgili bu durum. bir türlü bir yere yeterince ait olamamak, bir türlü koşulsuz olarak yeteri kadar sevilmemek. böyle maço maço tavırlar, öküzlükler falan babacanmış, böyle adam gibi adammış falan gibi bir izlenim yaratıp bir güven illizyonu oluşturuyor sanırım..

yani bu kitapların hala tamamı gerçek midir ne kadarı kurgudur onu düşünüyorum çünkü bir insanın her ilişkisi bu kadar olaylı, bu kadar sancılı, bu kadar inişli çıkışlı olabilir mi yahu?
ankaralının hali hazırda başka bir şehirde sevgilisi yokmuş gibi pucca'nın en arkadaşı da ankaralıdan hoşlanıyor.. yani aslında pucca ve ankaralı ilişkisi arkadaşına ayarlamak amacıyla ilerliyor ve başlıyor amma velakin ikilinin sevgili olması ve ev arkadaşının pucca'yı sokağa atmasıyla sonuçlanıyor.

o an fark ediyorum ki bir insanın kendine ait evi olması çok önemli bir şey.. pucca elbette ki sokakta kalmıyor ankaralının yanına taşınıyor falan filan ama evi bir insanın kalesidir ceri'yle ilişkilerinde de bunu görmüştük aynı evde yaşamak bir bayıyor insanı elde değil.

yine evlenme teklifleri havada uçuşuyor, ailelerle tanışmalar bilmem neler...
elbette ki şanssız, bahtsız pucca ankaralının ailesiyle tanışmaya gittiği gün ankaralının dedesi vefat ediyor falan talihsizlik bir kez düşmüyor bu kızın yakasından.. deden öldü madem teselli edeyim bahanesiyle ankaralının eski sevgilisi o gece ankaralının ailesinin evinde kalıyor sonuç mu? kriz.. hastane.. kavga gürültü..  kısaca felaket.

kadın döven adama hiç tahammülüm yok ama buna izin veren kadına daha da tahammülüm yok.
o aşk dolu adam, o inişli çıkışlı ama mutlu ilişki tamamen yalan oldu o ankaralı dedikleri elemanı dayak manyağı yapsam içim soğumazdı.. erik şerefsizdi, berbattı falandı filandı ya bana göre bu ankaralı felaketi üçe katlar beşle çarpardı hepsini.. ama artık geleceğe dönmek istiyor insan yani ankaralının yalan olduğu zati belliydi şimdi önümüzdeki maçlara bakalım; sıradakilere ayy hadi inşallah :)

keyifli okumalar..

1 yorum:

  1. Pucca'nın sadece ilk kitabını okudum, ilk başta eğlenceli gelmesine rağmen sonunda ilişkilerden soğudum.Pucca ne yaşamış olursa olsun bence onda arkadaş dost kalıbı yok ,zaten karşısındaki erkeğin kimin sevgilisi olduğunun da önem yok, anında onu damatlıklar içinde hayal edebiliyor.Sanırım bu da onun küçük yaşta yaşadıklarından kaynaklanıyor.Benim çıkardığım sonuç şu, Pucca gibi arkadaşın olsun istemezsin, komşum mahallelin olmasını da istemezsin, mümkünse aynı semtten bile olmasın kız potansiyel tehlike :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...