11 Şubat 2014 Salı

ATEŞBÖCEĞİNİN ŞARKISI (FLY AWAY) - KRISTIN HANNAH


herkese merhaba, bu kitabı okuduğumdan beri sorguluyorum. bir kitap niçin okunur? şimdi eminim hepinizin farklı cevapları olacaktır. ben cevap verecek olursam; hoş zaman geçirmek, kafa dağıtmak, bulunduğum ortamdan (hayattan) çıkıp başka hayatlara dahil olmak. Bazen bilgilenmek, kendimi geliştirmek vs. bir dünya sebep sıralanabilir, değişken olabilir bugün eğlenmek için okuyorumdur yarın bilgilenmek için okurum mesela.

peki bir kitap niçin yazılır? bu soruyu da biraz önce bitirdiğim kitabın yani ateşböceğinin şarkısı adlı kitabın yazarı Kristin Hannah'a sormayı çok isterdim. sevgili yazar bu kitabı yazarken ki gayeniz neydi? niçin böyle bir kitap yazma gereği duydunuz? evet güçlü bir yazar gerçekten yazım dilini beğendim. akıcı, sıkmadan açık ve net anlatıyor. temposu yüksek ve cidden iyi kurgulamış.  flash backler çok iyi ancak konu gerçekten son derece sıradışı ve abartılı işlenmiş diyelim. yani dram üssü dram. sanırım uzun bir yorum olacağı şimdiden belli oldu :) spoilerde vereceğim bu yorumda kitapla ilgili illa ki okuyun diye bir derdim yok çünkü. 

kitaptaki en büyük eksiklik bir baş kahraman yok. daha doğrusu baş kahraman statüsündeki karakter ölü... evet  ölü olarak  ve flash backlerle ancak onunla olabiliyoruz. kate göğüs kanserinden hayatını kaybetmiş genç bir kadın.  neyse ki hastalık sürecine çok fazla girmemiş yazar fakat kate karakteri cenaze töreni sırasında, düğündeki dans ettikleri parçayı çalmasını istiyor. böyle garip istekleri var kadının çok acayip. düşünsenize cenaze töreninde johnny (kocası) üç çocuğuyla birlikte kilisede ve acayip kötüler, acısını belli etmemeye çalışan bir adam var ve kaybını daha kabul etmemişken düğündeki dans şarkıları çalıyor. ona böyle veda edebilir mi? sizlere soruyorum sevdiğiniz bir insana bu şekilde veda edilebilir misiniz? okurken koptum yani ağlattı evet.. sinir oldum aklıma geldiğinde bile ağladım bir süre yani o kadar etkiledi. 

tully en yakın arkadaşı kate'nin. kardeş gibiler otuz yıl boyunca bir aradalar ancak ne hikmetse kavga ediyorlar ve son iki yıl görüşmüyorlar. tully ünlü bir talk show programının sunucusu. ünlü bir tip yani.  johnny tully'nin otuz yıllık dostu ve kate'nin kocası. kate cenazesinin akşamında evde bir kutlama partisi istiyor ve partiyi de tully'nin neşelendirmesini vasiyet ediyor. yok böyle bir dünya ya. ve tully bütün bunları yapmaya çalışırken (cenaze evinde müzik açıp dans etmek) tabi ki johnny'nin tepkisini çekiyor. ve bütün bunların sevgili karısının isteği ve vasiyeti olduğundan habersiz tepkili.

tully'nin annesi dorothy tam bir alkolik ve uyuşturucu bağımlısı. kızına hiçbir zaman ilgi göstermemiş. tully'nin hayatta tek sahip olduğu şey işi. kate'nin hastalığı sırasında televizyon programını yüz üstü bırakıyor telefonlara bile cevap vermiyor ve kariyerini mahvediyor. bu kadar sorumsuz olunabilir mi? bu neyin kafası? sonra da köpek oluyor milletin kapısında iş için . hepimiz kayıplar yaşıyoruz hayatımızda ancak bu kitap dibe vurun kendinizi bitirin diyor resmen.

arkadaş bir tane aklı-selim insan yok kitapta. hepsi kafayı sıyırmış yeminle. kate öldü ruhuna el-fatiha. biriniz güçlü olun, biriniz dik durun diğerlerini toparlayın. yani bir kişi güçlü olsun karakter koysun ortaya. hepsinin duruşu bir kate'ye bağlıymış gibi hepiniz bu kadar zayıf ve güçsüz olmak zorunda mısınız? şimdi hepimiz yakınlarımızı kaybediyoruz neticede. kafayı yiyip hayat sona ermiş gibi davranamayız yani değil mi? ben çok abartılı buldum kitabı çok sorunlu tipler zaten hepsi. hikaye içinde hikaye daha doğrusu dram içinde dram var ama ne hikmetse kitabın sonunda herkes bir akıllı bir uslu, bir sevgi kelebeği yani insan düşünmeden edemiyor bütün bunlar yaşanmalı mıydı diye..

üstelik belirtmeden geçemeyeceğim ki ilaç kullanımına özendirme söz konusu. yani tully leblebi gibi kullanıyor ve tüm sorunlarından uzaklaştığını falan söylüyor. uyku ilacından yine markasıyla bahsediyor. bin kez hem de. değerli arkadaşlar bu tip ilaçlar ancak ve ancak doktor reçetesi ile çok gerekli olduğu takdirde dozajı çok dikkatli ayarlanarak kullanılır. burada yazıldığı gibi kafaya göre alınmaz. 

yazının başında sormuştum ya bir kitap niye okunur? diye. ben bu kitaptan hiçbir şey almadım arkadaşlar. ne keyif, ne kıssadan hisse, ne kafa dağıtma hiç biri yok sadece canımı sıktı diyebilirim.   okumasanız da olur büyük bir kayıp değil ama derseniz ki ben dram severim, okurum, hoşuma da gider.. o zaman tamam. bu kitap sizi besler doyurur ama gereksiz drama karşıysanız işiniz olmasın derim..

keyifli okumalar..


3 yorum:

  1. Merhaba
    Bundan böyle bu güzel bloğun takipçisiyim. Ben de bloğuma beklerim.
    Görüşmek üzere…

    YanıtlaSil
  2. Merhaba :) Bu kitap aslında bir devam kitabıdır. İlk kitap Ateşböceği Yolu. İlk kitapta Tully ve Kate'nin nasıl dostolduğu anlatılıyor. İlk kitabı okuduysanız bu kitap biraz daha anlaşılır ve anlamlı olduğunu söyleyebilirim. Yine de zevkler ve renkler tartışılmaz illa ki herkes sevecek diye bir şey yok. İyi günler dilerim..

    YanıtlaSil
  3. Şu an okuyorum cenaze töreninden sonra ki partide kaldım.. gerçekten drama dozajı yüksek bir kitap ve eleştrilerinize katılıyorum her an bırakabilirim...Okumaya değer değil..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...