24 Şubat 2014 Pazartesi

YANMIŞ KURBAN (BURNT OFFERINGS) - LAURELL K. HAMILTON


aslında serinin şu ana kadar ülkemizde yayınlanan tüm kitaplarını defalarca ve defalarca okumuş olmama rağmen burada yazmadan önce mutlaka bir kez daha okuyorum ki sizlere taze taze yazayım. ve inanır mısınız her defasında yine aynı zevk ve mutluluğa ulaşıyorum anita okurken.. 537 sayfalık kitabı sabah dokuz gibi başladım an itibari ile  bitti ve bir satır bile atlamadan zevkle okudum. hem de nasıl özlemişim var ya her bir beyin hücrem ayrı zevk aldı diyebilirim. midem için en sevdiğim tatlıyı veya yemeği yemek neyse, beynim için de anita okumak aynı etkiyi yaratıyor arkadaşlar, orgazmik bir lezzet..

bu kadar zevkli bu kadar sürükleyici bir seri gerçekten yok. sevgili Laurell K. Hamilton'a selamlarımı gönderiyorum böylesi bir hayal dünyası ve  karakterler için. ve yoruma geçiyoruz. minik spoiler olabilir ancak bu sizi engellemesin şeytan ve zevk ayrıntılarda gizlidir.

efendim serinin 7. kitabı "yanmış kurban" bu kitapta bolca jc ve richard var.. ilaveten aksiyon var. bir dakikası bile boş geçmiyor anita'nın. bu nedenledir ki harika bir kitap zaten.. anita acayip formunda yine gücünü kullanarak truimvirliğin -jc ve richard ile oluşturdukları üçlü güç koalisyonu- diğer iki üyesini koruyor. bu kitapta ilk kez asher ile tanışacağız. yani daha önce adı geçmişti bahsedilmişti bir önceki kitaplarda ama bu kitapta ilk defa reel olarak karşımıza çıkıyor. hem de büyük bir nefretle.  önceki kitapları okuyanlar hatırlayacaklar malum yıllar yıllar önce jc,asher ve juliana üçlü mutlu bir hayatları varmış. ta ki jc annesi ölüm döşeğindeyken onları bırakıp gidene kadar. o sırada kilise üyeleri juliana'yı cadı diye yakarak öldürmüşler, asher ise arındırılmak için kutsal sularla vücudu dağlanmış yara izleri berbat etmiş o güzel yüz ve vücudunu. asher jc'yi zamanında yetişemediği için hiç ama hiç affetmemiş. yüzyıllar geçmiş ama asher'ın kaybının acısı ve vücudundaki yara izlerinin etkisi geçmemiş. asher masmavi gözleri ve sapsarı uzun saçlarıyla çok çok ama çok yakışıklı tasvir edilmiş kitapta. neden mi bu kadar anlattım? çünkü asher benim için özel bir karakter onu çok seviyorum cidden.. jc ve asher ikisi de muhteşemler. neden bilmiyorum aynı etkiyi richard üzerimde asla yaratamıyor kendisi tam bir sıkıcılık abidesi kitabın büyükannesi. neyse efendim asher intikam ateşiyle yanarak konseyin kendisini kullanmasına ilk etapta izin verse de sonrasında durum değişir..

konsey -vampirlerin en yüksek kurulu üyeleri ve en güçlü kabus ölçüsünde herkesin tırstığı grup- st.louis'e izinsiz geliyorlar. jc'nin evi olan lanetliler sirki'ni ele geçirip işgal ediyorlar ve adamlarına da zarar veriyorlar. gelenlerin içinde  iki konsey üyesi var padma (hayvanların efendisi) ve gezgin (beden değiştirebiliyor). ikisi de çok güçlü vampirler. yvette çürüme ve çürütme özelliği olan bir vampir. başvampir değil sadece konseydeki efendilerden birini temsilen gelen bir dalkavuk. önceki kitapta anita'nın öldürdüğü çok çok yaşlı konsey üyesi vampir oliver'ın ölümü sonrasında onun yerini doldurmayan jc'nin yeni bir konsey oluşturarak eskisini bertaraf etmesinden korktuklarını gerekçe gösteriyorlar sözde ama tabi ki geliş nedenleri aslında jc,anita ve richard'ın kurduğu truimvirliğin gücünden çekinmeleri.

önceki kitaplarda leoparadamların alfası gabriel'i öldüren anita bu kitapta kendini leopar pardının Nimi-Ra'sı (leopar kraliçe) olarak bulacak. sorumluluk ve koruma kabiliyeti anita'ya sürekli puan kazandırıyor. anita bu kitapta cidden ön planda. şimdi diyeceksiniz ki e zaten esas kız normal değil mi? evet tabi ama her alanda ön planda mesela sürünün lupası olarak çok başarılı, jc'nin insan hizmetkarı olarak çok başarılı, gücünü kullanma konusunda çok başarılı yani cidden kitap iyi hissettiriyor.

arkadaşlığın önemini, lider olmanın getirdiği sorumlulukları gezgin'e hatırlatıyor anita ve olumlu yanıt alıyor. bir konsey üyesine bunları anlatmayı diğerleri düşünemiyorlar bile çünkü zaten çok korkuyorlar. jc dahil konseyden herkesin ödü kopuyor anita hariç -cehalet mutluluk getirir- o tamamen hepsini katledelim işimize bakalım modunda. bu kitapta polis işleri var, macera var, aksiyon var richard, j.c. ve asher var... kısacası  herkes ve herşey  var. tadından yenmiyor. okuyun sevgili dostlar. bu serinin her kitap tanıtımında yazdığım gibi tekrar ediyorum seriye baştan başlamanıza gerek yok. elinize geçen herhangi bir kitabından başlayın. konuyu anlar ve yakalarsınız. yazar sürekli flash back yaparak cehaletinizi alıyor. ben mesela seriye "mavi ay" - 8. kitaptan başladım. ve esiri oldum serinin. anita blake serisi benim için  çok özel. evimde tüm seri bulunmasına rağmen hala kitapçılara gittiğimde raflarda görürsem kitabın kapağını okşamaktan geri kalmıyorum. yani inanılmaz bir tutku diyebilirim. keyifli okumalar...

sevdiğim bölüm ve diyaloglar;

"bunca yıl boyunca neredeyse hiç topuklu ayakkabı ve elbise giymemiş olmama rağmen jean-claude, büyükannemin yirmi yılda öğretemediği şeyleri bana bir ayda öğretmişti."


jc - ne oldu ma petite?
anita - seni görünceye kadar kendimi çok şık hissediyordum. şimdi ise çirkin üvey kardeşlerden biriymişim gibi geliyor."

"son altı haftadır hiç kimseyi öldürmedim... kahretsin, neredeyse yedi oldu. köreliyorum..:"

"asher beni bir köşeye çekti, diğerleri de ilkokulda hikaye dinleyen çocuklar gibi etrafımızda toplanıp bir çember oluşturdu. asher beni sert bir şekilde kendine çekti, bir eli saçlarımın arasında, başımı kontrol ediyordu. ağzımı açmasaydım dudaklarımı morartacak kadar sert bir şekilde beni öptü. ben daha iyisini yapabilirdim. gözlerimi kapattım ve dilimi ağzının içine soktum. dilim sivri dişlerinin arasında dolaştı. bir yerimi kanatmadan vampirlere fransız öpücüğü vermekte mükemmeleşmiştim. görünüşe göre hakikaten çok iyiydim çünkü asher önce şaşkınlıkla geri çekildi. eğer onu tokatlasaydım bu kadar şaşırmazdı. hatta hiç şaşırmazdı çünkü tokat atmamı zaten bekliyordu."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...