14 Nisan 2015 Salı

GECE YARISI ÇIĞLIĞI - LARA ADRIAN


Gece Yarısı Serisinin hastası olduğumu sanırım artık bilmeyen yoktur. Bugün size bahsedeceğim kitap Gece Yarısı Serisinin dördüncü kitabı Gece Yarısı Çığlığı. Kitap hakkında söylemek istediğim ilk şey şu. Şahane!

Seriyi okurken sürekli söylediğim gibi her kitabın bir sonraki kitaptan kötü olabileceğini düşünüyorum ama seri ya da yazar diyelim sürekli beni yanıltıyor. Rio'nun hikayesini zaten seriyi okuyan herkes biliyor. Soy eşinin ihanetiyle zihinsel ve fiziksel olarak acılara gark olan Rio bu hikayenin asıl kahramanı. Tabii esas kızımız kim diye merak ediyor olabilirsiniz o da tabii ki genç ve güzel soy eşi Dylan.

Normalde çiftlerin tanışmaları tesadüf eseri olsa da bu sefer ki kesinlikle tesadüf eseri değil. Dylan'ın özel yeteneği ruhlarla iletişim kurabilmek. Bu yüzden avrupa'daki tatilinde etrafında genç ve güzel bir kadının ruhunu görmek onun için sürpriz değil. Sürpriz olan bu güzel hayaletin birine yardım etmesi için ona yalvarması. Dylan 911'i aramasını gerektirecek türden bir yardım olduğunu umarak Rio'nun yaşadığı mağaraya gitse de başına gelenler için 911 yapabileceği hiçbir şey yok.

Gece Yarısı Uyanışı'nın serinin en güzel kitabı olduğunu düşünmüştüm. Bunun sebebini de bu kitabı okuduğumda anladım. Dante ve Elise'nin hikayesi çok güzeldi çünkü kız başından beri her şeyi biliyordu. Yani normal insan taklidi yapma çabaları veya gerçekleri öğrenince sapıtıveren bir asıl kadın yoktu.

Oysa Gece Yarısı Çığlığı'nda ve diğer kitaplarda önce durumu kıza anlatmak ve inanmasını beklemek gibi saçma angaryalar vardı. Bu kitaptada durum bu ama yine de çok göze battığını söyleyemem. Aslında düşününce bir türlü inanamamasını normal karşılıyorum, herkes bella gibi "Vampir mi? Ovvvv süper!" diyecek değil sonuçta.

Dylan gazeteci olduğu için bulduğu mağaradaki tarih öncesi resimler ve iskeletler hakkında bir hikaye yazmak istemektedir ama yazdığı hikaye gerçeğe çok fazla yakın olunca Rio duruma el koymak zorunda kalır ve niyeti hafızasını silip kızı göndermek iken onun bir soy eşi olduğunu öğrenince her şeyin kontrolünü kaybeder.

Kitabın erotizm düzeyi çok yerindeydi. Serinin her kitabında olduğu gibi bu kitapta da erkek karakterin bakış açısına bol bol yer verilmişti ki bunu benim gibi çok seven bir sürü okuyucu olduğunu biliyorum. Diğer çiftlerimiz her zaman ki gibi ön plandaydı. Özellikle Dante ve Tess'in bütün okuyuculara süper haberleri var desem yalan söylemiş olmam. Seriyi hepinize tavsiye ediyor ve bir an evvel Soylularla tanışmanızı umuyorum.

Herkese Keyifli Okumalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...